Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Edebiyat

AHMET DAİ :
14. yüzyıl şair ve bilginlerindendir. Germiyan asıllı olup Çelebi Mehmet ve II. Murat dönemlerinde yaşamıştır. Çok verimli   bir  şair  ve  yazar  olan  Ahmet  Dai' nin  eserlerinden  bazıları : Türkçe  Divan, Farsça  Divan, Cenkname, Camasbname,  Ukud'ül - cevahir,  Vasiyet - i Nuşirevan Tercümesi,   Müteyebat,   Teskiret' ül - evliya   Tercümesi, Mansurname, Esrarname'dir.

AHMEDİ (Tacuddin İbrahim) :
1344- 1413 arasında yaşamış Germiyan şair ve bilgindir. Umur bin Savcı Medresesi'nde şehzadelere felsefe, tıp ve tarih dersleri   vermiştir. Anadolu   Klasik  Türk   Şiirinin   kurucularındandır. Sekiz  bin  mısralı  Ahmedi  Divanı, Germiyanoğulları  beyi  Süleymanşah  adına başlayıp arkasına Osmanlı tarihi eklenerek Yıldırım Bayezit oğlu Emir Süleyman'a   takdim  edilen  İskendernamesi,  Cemsid - i  Hurşid  ve  Mirkad - ı  Edep  adlı  eserleri  bilinmektedir. Ahmedi,15. yüzyılın en güçlü divan şairlerindendir.

AHMET VASFİ :
1830 - 1876 arasında yaşmıştır. Kütahya Muhasebe Müdürü iken genç yaşta ölmüştür. Arapça Farsça ve Fransızca bilen şairin 202 parça gazel, koşma, methiye ve destandan oluşan divanı vardır.

ARİFİ :

1780 -1870 arasında yaşamıştır. Firaki, Nevi, Esrari gibi 18. yüzyıl şairleriyle  sık  sık karşılaştığı muamma denen manzum  bilmececeleriyle   ünlendiği   bilinen   halk  ozanlarımızdandır. Zekası ve sesinin güzelliğiyle çağdaşları arasında  farklı  bir  yer  edinmiştir. 11  koşma, 16  gazel, 3  mersiye, 4  müseddes  ve  1 muhammesten oluşan bir divançesi mevcuttur. Köy köy dolaşıp saz çalıp, şiirler okuyan. Arifi'nin bir gazelinden Kütahya:

Kadrile halince beldegani var Kütahya'nın
Her garibe dost olur insanı var Kütahya'nın
Alimi fazıl bulunur zahiri, batini veli
Her cihetten ademi irfan var Kütahya'nın

ASIM YAKUP EFENDİ :

Trabzon,  Kıbrıs,  Tırnova,  Mısır,  Medine,  İstanbul  ve Kütahya  kadılıklarında  bulunmuş, 1874' de  Anadolu Kazaskerliği payesiyle reis olmuştur. Divan oluşturacak çoklukta şiirleri olup 19. yüzyıl şairlerindendir.

Ol peri adli hüsnünde hür şeklin gösterir.
Dide-i çeşm-i latifi nur şeklin gösterir
Bu sır kim bakın ayine-i endamı var
Bir mücessem nurdur billur şeklin gösterir

AZMİ MUSTAFA EFENDİ :

(1667-1747) Saray Çavuşluğu görevindeyken Limni'de tanıştığı Halveti Şeyhi Mehmet Niyazi Mısri'nin hizmetine girmiş Merdivenköy Bektaşi Tekkesi Şeyhi olmuştur. Güçlü bir şair olan Azbi'nin el yazması divanının Nasihatneme bölümünde:

Sana yerden gökten büyük nasihat
Gördüğün ört, görmediğin söyleme
Erenlerden, pirden budur emanet,
Gördüğünü ört, görmediğin söyleme

Yalancıyla hem dem olma ziyandır.
Yalan söylenenin ilmi noksandır.
Erkanı evliya şahı merdandır
Gördüğün ört görmediğin söyleme

ASKERİ :

Asıl adı Gülap oğlu Muhammed olan Askeri pirdarı Niyazı Mısri ile dolayısıyla 1620-1700 yılları arasında yaşadığı kabul edilmektedir. 250 beyitlik Cem-i Esrar adlı mesnevi, 22 sayfalık bir risalesi, 230 ilahi, 18 manzumesini içinde toplayan Türkçe Divanı vardır.

BURHANETTİN İLYAS ÇELEBİ :

Mevlana'nın torunlarından olup doğum tarihi bilinmemektedir. Farsça ve Türkçe şiirleri vardır, ölümü de doğumu gibi  kesin  bilinmemekte  1396  ve  1492 gibi  iki tarih verilmektedir. Kütahya Mevlevihanesi bitişiğindeki Ergun Çelebi Türbesinde gömülüdür.

CELAL SITKI GÜRLER :

(1905-1949) Öğretmen şair ve yazarlarımızdandır. Çocuk şiir ve romanları yazmıştır. İlkokul Alfabesi, Mehmetçiğin Kıratı , Porsuk, Sakaryanın Küçük Gönüllüsü Dağlar Çocuk şiirleri adlı eserleri vardır

CELALETTİN ERGUN ÇELEBİ :

Mevlana'nın  dördüncü  göbek  torunu  olup, Mevlevi  Şeyhi  ve  şairdir. İşaret'ül - beşera adlı risalesi ve manzum Gençname'si vardır. Postnişinliğini  yaptığı  Kütahya  Mevlevihanesi'nin  Erguniye adıyla anılan bitişik türbesinde gömülüdür.

CEMALİ GERMAYANİ :

(Şeyhoğlu) Asıl adı Beyazit'tir.  Ünlü  divan  şairi  Şeyhi'nin  yeğeni  ve  çağdaşıdır. Ahmet Dai  ve Ahmedi ile aynı dönemlerde yaşamıştır. Dayısı Şeyhi'nin Hüsrev ü Şirin adlı eserini tamamlanmış, Farahname'sini Yıldırım Bayezite sunarak ödüllendirilmiştir. Miftah'ülfereç, Ethem ü Hüma, Yusuf ile Züleyha öteki eserleridir.

DELİ ŞÜKRÜ :

(Aşık) I. Abdulhamit, III.Selim ve II. Mahmut dönemlerinde yaşamış olan şairin, Bektaşi olduğu ve şiirlerinde duru bir Türkçe kullandığı bilinmektedir. Elde şiirlerinden başka bilgi ve belge yoktur.

Nefsine sabreden panzehir yerse,
Erer menziline bulur cenneti.
Başına vurana eyvallah derse,
Dünyada gam değil çekse zahmeti

FATMA HANIM:

Mevlana'nın torunlarındandır. Niyaz makamında bir manzumesi vardır. 1710'da ölmüş, Kütahya Mevlevihanesi bitişiğinde Hazer Dinari Mescidi iken Erguniye Türbesi'ne dönüşen yere gömülmüştür.

FİRAKİ ABDURRAHMAN ÇELEBİ :

Evliya Çelebi ile amcazade olan şair, 1542'de Kütahya Valiliğine atanan Kanuni'nin oğullarından şehzade  Bayezit' e  uzun  bir kaside  sunmuştur. Kırk  sual adlı basılmış bir eseri vardır. 1580'de ölmüş, Saray Camii avlusuna gömülmüştür.

 GAYBİ (Sunullah) :

(1630-1694) Kalburcu Şeyhi Pir Ahmet Beşiri'nin torunudur. Tasavvuf ehlidir. Taassup ve cehaletle mücadele etmiş, pürüzsüz  bir  Türkçe   kullanmıştır. Gaybi Divanı,  Sohbetname,  Biatname,  Ruh'ülhakika,  Akaidname,  Makasıd-ı Ayniye ve Hüda Rabbim başlıca eserleridir.

Gaybi Divanından :

Gönül meyhanesinde aşk şarabın
De-ma-dem içmeyen aşık değildir
Burakı aşk ile varlık hicabın
De-ma-dem geçmeyen aşık değildir.

KARA FAZIL :

Asıl adı Mehmet Ali' dir. Kanuni devrinde şehzadelerin sünnet düğünlerinde yazdığı kasidelerle ünlenmiş, Manisa Valisi Mehmet ile Kütahya Valisi Şehzade Selim'in diven katipliklerinde bulunmuştur. Reis'ü-lküttap iken 1563'te Kütahya'da ölmüştür. Nahilistan, Hüma-yi Hümayun ve Hammer tarafından Almancaya çevrilen Gül ü Bülbül adlı manzum eseri vardır.

KAMİLİ (AŞIK HASAN DEDE) :

(1841-1916) Okuma yazması olmadığından şiirleri ağızdan ağza dolaşarak gelmiştir. Açgözlü, Çocuk ve Garip adlı destanları bilinmektedir. Açgözlü Destanından:

Aşık Hasan der ki, çok işlerim,
Tavuk dolmasını arar dişlerim
Kavurma ile cenge başlarım
Yahni benim ile imtihan olsun.

KÜNHİ ABDURRAHİM DEDE :

(1796-1831) Şair, bestekar ve kudümzen olan Künhi, Anberfeşan makamını bulmuştur.

NASIR ABDULBAKİ DEDE :

III. Selim tarafından görevlendirilerek musikide Tetkik ve Tahkik adlı bir risale hazırlamış, III. Selim'in bestelerini notaya  almış  ve  yayınlamıştır.  Acembuselik,  İsfehan,  Şevkitarap  ayinleri ünlüdür. Menakıb-ı Arif'in Tercümesi, Şerh-i   Şahidi  öteki  eserleridir. 1820'de  ölmüş,  neyzenbaşılığını  ve  şeyhliğini  yaptığı  Yenikapı  Mevlevihanesi bitişiğine gömülmüştür.

ÖMER (AŞIK) :

19.yüzyıl saz şairlerindendir. Pesendi'nin yanında adı geçmekte olan şairin koşma ve destanları vardır.

PESENDİ (HACI ALİ DEDE) :

(1813-1913) Ünlü halk ozanı Arifi tarafından yetiştirilmiştir. 25 yıl birlikte saz çalıp, yazıp okumuşlardır. Pesendi hattat, mutaf ve çiftçi olarak tanınan bir şairdir. Deyişleri, destan ve şiirleri çok sevilmekte ve bugünde söylenmektedir.

Aşık sen aşıklık davası etme
Sabret ne gelirse acizlik etme

SAHİP MUSTAFA DEDE :

Konya Dergahında neyzen ve semazen olarak hizmet etmiş, Kütahya Mevlevihanesi Şeyhi olmuştur. Şair ve yazar Sahip Mustafa Dede'nin Safine-i Mevleviye adlı bir kitabı ve mürettip divanı vardır

ŞEYHİ (HEKİM YUSUF SİNAN ):

14. yüzyılın  sonları  ile  15.  yüzyılın  başlarında  yaşamış, II. Yakup  döneminde  Germiyan sarayında bulunmuştur. Germiyan Beyi Süleymanşah eğitimini üstlenmiş İran'a göndermiştir. İran'dan göz hekimi olarak dönmüş, Germiyan Beyi II. Yakub'un, Osmanlı  Padişahları  Çelebi Mehmet  ile  II. Murat'ın  özel hekimi olmuştur. Şeyhi, iyi bir hekim olduğu  kadar  da  usta  bir şairdir.  Divan  edebiyatımızın  ilk  hiciv  örneklerinden Harname'si  çok zarif ve ünlüdür. Divan-ı  Şeyhi,  Dürr'ül- akaid,  Tıbbi  Risalesi,  Habname,  Hüsrev ü  Şirin  öteki   eserleridir.  Divanı  1438 tarihini taşımaktadır.